23 Nisan 2014 Çarşamba

Kedilere Süt Vermeyin

Şimdi buraya birşey yazacağım. İçinizde pek çoğunuz olur mu öyle şey diyecek, ama işte yazıyorum: "Çevrenizdeki kedilere ve eğer varsa kendi kedinize süt vermeyin."

İşte konuyla ilgili bir yazı Türkçe: http://www.kedici.com.tr/Detay.aspx?id=221

İşin ilginç yanı ben bunu söylediğimde insanların büyük çoğunluğu ne saçmalıyorsun der gibi bana baktı, kedilere süt vermeden olur mu dediler. Sonra açıkladım, kedilerin süt içtiklerinde ishal olabildiğini, mecbur kalındığında kedilere sütü ancak sulandırarak verilmesi gerektiğini söyledim, bununla birlikte bunu öğrendikten sonra evin çevresinde bolca doğan doğacak olan yavru kediler için de onlara süt vermek yerine, kedi maması almaya başladım. Ama biliyorum sevgili babam ve annem apartman kedilerine yine süt vermeye devam ediyor (arada bir de salam veriyorlar, sonra kedi kapının önünde doğal olarak babamı bekliyor.) Ya da yeğenim okul bahçesindeki kediye süt vermeyelim mama alalım diye söyleyince yine arkadaşları ona sen ne diyorsun gibi bakacaklar.

Ortaokulda Bilgi Yarışması yapılmıştı. Bizim sınıfta bir kişi dışında sınıftaki herkesin oyunu almıştım. Ortaokuldaki nadir zafer anlarımdan biriydi. Neyse... Fen Bilgisi öğretmemiz Seyid Us elimize bir parça metal vermiş ve sormuştu: "Bu yanar mı? Yanmaz mı?". Sorunun yanıtı "İncelemek, araştırmak lazım." idi. Çünkü o ince metal parçası ateşe tutulunca gayet güzel yanmaya başlamıştı. :-) Demek istediğim kendimizi bize sunulmuş, ya da doğru bildiğimiz şeylerle sınırlarsak hata ederiz, önyargılarımızı gördüğümüz ya da ispatlanmış birşeyin karşısına koyarsak, araştırmazsak ya da bize araştırılarak sunulmuş olan bir şeyi tu kaka edersek, yanlış yaparız.

Bu arada belki tam olarak konuyla ilgili değil ama, daha önce genel olarak insanın düşünmesini açıklamaya çalışan bir kitap tavsiyesinde bulunmuştum. Yine bulunacağım İngilizce'niz çok iyi olmasa bile okuyun, dili çok ağır değil: Thinking, Fast and Slow - Daniel Kahneman .

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder